Psikoloji alanında çalışan ve PDR alanını öcü olarak gören bir çok kişi PDR alanının eğitim ile sınırlı olduğunu savunur. Bunun için ABD ‘den örnekler verir . Bu yazıda biraz bu konuya değinmek istiyorum ancak.
Hacettepe Üniversitesi’nden eğitim yönetimi alanında bir meslektaşımız ile Türk PDR Derneği Oğuz Özat’ın yazışmalarını, bu ikilinin yazışmalarının yanı sıra destekçilerinin, eleştirenlerin , şakşakçıların yazılarını da okuyorum (her iki taraf içinde). Ancak sosyal medya hesabım olmadığı için (ikilinin tartışmalarını bir arkadaşımın haber vermesi ile gördüm) belirli tweetleri okuyabilirim gözden kaçan ya da benim eksik bilgim varsa şimdiden affola ! Üslup ve birbirine yönelik hakaretler ilgi alanım değil. Kişilerin kendi bileceği işler. Onları bir kenara bırakarak alanımla ilgili değerlendirmelere devam etmek isterim .
Olayların çıkış noktası olan uzman unvanı konusuna şu yazımda değinmiştim.
Sn. Arastaman da biliyor ki, tezli ya da tezsiz lisansüstü eğitim bilim uzmanı unvanı verir. Kısaca tezsiz YL yaptı sen uzman değilsin demek doğru bir yaklaşım değildir. En azından bizim ülkemiz için tezsiz yüksek lisans yapanlara ne diyeceğimizi belirleyen bir durum yoktur. Bizde M.A ya da Msc gibi ayrımlar olmadığı için de kafa karışıklığı yaşanması doğaldır. Ancak tezsiz de olsa bireylerin okuduğu bu alanda bir unvan sahibi olması ve bunu kullanması doğaldır. Kendisinin bu çıkarımı sonucundaki önerisini merak etmekteyim .
Bir diğer durum ise ASCA ile ilgili paylaşımlarıdır. Ancak burada hatalı (bilerek manipüle edilmediğine inanmak istiyorum ) bilgilendirmeler söz konusudur. Bunlardan ilki ASCA’nın Türk PDR Derneği muadili olduğunu ifade etmesidir . Eğer bir muadil aranacaksa bu ASCA değil ACA’dır. ACA’nın yapısı ve hizmet alanları incelenirse zaten birçok çıkarımının hatalı(!) olduğunu kendisi de fark edebilecektir.
ASCA görselinden yola çıkarak okul psikolojik danışmanlarının çoğunun lisansüstü mezunu olduğunu ifade etmiştir. Bu doğru bir bilgidir ancak çıkarım yanlıştır . ABD’de PDR eğitimi bir dönem lisans düzeyinde mevcut iken şu an ağırlıklı olarak lisansüstü eğitim şeklindedir. Bu ABD ‘deki eğitim sisteminin de bir sonucudur. Biz sistemi onlardan kopyaladığımızda onlarda da lisans programı idi. Ancak onlar lisansüstü uzmanlıkları tamamlarken biz geride kaldık ve yapılanmamız bu günkü durumu kaldırmıyor.
Aynı şekilde ABD’de çoğu eyalette çalışma kurallarına baktığınızda lisansüstü eğitimin şart olduğu görülmektedir. Bu bir istihdam politkasıdır söz konusu ülkede zaten bir çok alanda lisans eğitimi herhangi bir çalışma ehliyeti vermemektedir, doğal olarak bu alanlarda çalışanların çoğu master derecesine sahiptir. Merak etmeyin bizde de yarın bir yasa çıkar okul psikolojik danışmanları yüksek lisans ile atanacak derse 10 yıla kalmaz bizde de çalışanların çoğu lisansüstü mezunu olur. Ancak bu alanın lisans temeli olduğu gerçeğini değiştirmez.
Sn. Arastaman gibi bir dönem okulda çalışmış ancak sonrasında alanın dışında kalan, ancak ABD görmüş insanların kafası da bu yüzden karışıyor diye düşünüyorum . Alanın adı aynı ancak ülkenin eğitim ve istihdam politikaları tamamen farklı. Olaylar durumlar içinde bulunulan koşullar bağlamında değerlendirilir. Bu yüzden ABD koşulları ile Türkiye değerlendirmesi yapmak doğru bir yaklaşım değildir.
Ben psikolojik danışma ve rehberlik alanının bir akademisyeni olarak PDR = eğitim çıkarımınızı da maalesef hatalı buluyorum. Eğer sizin bu düşünceniz ABD’deki bilim insanları arasında da aynı şekilde geçerli olsaydı bugün PDR hala uygun işe uygun kişiyi yerleştirme amacına saplanıp kalırdı. Şükür ki herkes sizin gibi düşünmemiş ? Şahsen PDR alanında lisans, yüksek lisans ve doktora derecesine sahibim ancak okul psikolojik danışmanlığı alanında hiç bir iş yapmıyorum !
Sonuç olarak psikolojik danışma ve rehberlik alanı meslek seçimi sürecindeki rehberlik ve sonrasında okul ile başlamış. Yıllarca da böyle devam etmiş. Biz de sistemi kopyalamış ancak aynı yerde kalmışız. Elbette ABD , Kanada , İngiltere gibi örnekleri alacağız psikolojik danışma alanı için . Ancak orada nasıl okulla sınırlı kalmadı ise bizde yapacağımız/yaptığımız bilimsel çalışmalarla, açacağımız/açtığımız lisansüstü programlarla başka çalışma alanları yaratacağız. Yaratmak zorundayız çünkü bilimsel olan da çağın gereklerine uygun olan da budur.