20 Mart 2016 tarihinde PDR Derneği yönetim kurulunu seçmek üzere Ankara’da bulunduk. İki farklı grubun aday olduğu bu seçimden bazı gözlem ve notlarımı buraya da eklemek istiyorum .
Öncelikle sonucu verelim. Eski başkan Filiz Bilge, yeni ekibi ile kazandı. Bu önemli bir nokta eski başkan eski ekibi ile kazanmadı. Sadece tek üye eskiden kalma idi.
Genel kurul geniş bir şekilde faaliyet raporunun eleştirisi ile başladı. Bu iyi bir adımdı , hesap veriyor olmak yönetim kurullarını motive edecektir diye düşünüyorum . Burada bir çok eleştiri yapıldı bunların bazısı haklı bazısının abartılı olduğuna inanıyorum .
İlk eleştiri faaliyet raporunun gönderilmemesi idi. Sıklıkla da her konusmacı tarafından vurgulandı. Haklıydı kesinlikle. Her ne akdar ben bu güne akdar hiç 15 gün önceden yayınlandığını görmesem de haklıydı. Yönetim buna dikkat etmeliydi.
İkinci eleştiri içindeki fotoğraflarla ilgiliydi. Bence abartıydı. Yönetim kurulu faaliyet raporu elbetteki yönetim kurulunun yaptıkları faaliyetteki resimlerinden oluşacaktı. Beni koyacak halleri yok diye istemsiz bir düşünce geçti aklımdan kabul edin sizinde geçti 🙂
Üçüncü eleştiri dergi ile ilgili idi. Burada farklı eleştiriler vardı. Ancak başka alanlardan alan editörü olması ve editör sayısının 4 olması bence uygun bir eleştiri değildi.Ki Mehmet PALANCI bunun geniş açıklamasını yaptı. Bu açıklama herkesin kafasına yatmış olacak ki en yüksek oyu alan da kendisi oldu 🙂 Ancak eleştiriyi yapan hocamızın alandaki çalışmalarını bildiğimden onunda yayın kurulunda olması dergiye güç katardı diye düşünüyorum . Teklif edildi mi , edildi de kabul mu etmedi, yoksa edilmedi mi o kendi iç meseleleri diyelim ….
Bir diğer eleştiri travma biriminde bazı insanların alınmamasına ilişkin iddaa idi. Bunun gerçeklik payını toplantıdakiler olarak algılayamamakla birlikte eğer doğru ise kesinlikle burada bir hata var diyebiliriz. Çünkü travmaya gönüllü müdahale, bir kişi bir kişidir. Kim gönüllü ise desteği alınmalıdır. En azından ben böyle düşünüyorum.
Beşinci eleştiri derneğin alan dışı duruşu idi. Derneğin eğitim programının içeriğine dönük açıklamaları olsa da salonda bir etki yaratmadı. İnsanlar tatmin olmadılar ancak iyi niyete inanma eğilimi olduğu sonuçlardan belli olabilir.
Sosyal medya da insanların zorla getirildikleri, araçlarla taşındıkları gibi tartışmaları okuduğum için bu eleştiriyi de bu yazıma eklemek istedim. Çünkü ben dahil il dışından gelen tüm kişiler zan altında kaldılar. Evet bende kalabalık bir ekip olarak gelen Eskişehir’den geldim. Geçen genel kurula da gelmiştim. Kendi paramı verdim , kendi zamanımdan feragat ederek geldim. Kimse beni zorla getirildi olarak etiketleyemez. Evet her iki taraftan buranın altını çizmek istiyorum HER İKİ TARAFTAN da genel kurula gelmemin ve desteğimin istendiği telefon aldım . Bu demek değil ki kimse beni getirdi. Eğer birileri getirmiş oluyorsa beni iki tarafta getirmiş demektir. Sevinmeli miyim üzülmeli miyim bilemiyorum şimdi :)Ancak sırf bu anlamda bir görüntü oluşmasın diye salona arkadaşlarımla girmeyip yalnız girmeyi tercih ettim 🙂 Trende bile başka vagonda geldim vallahi:) Yine de getirtilen grupta anılıyorsam kızacağım artık:) Bunu söylememe gerek yok ama yine de eklemek isterim oyumu da iki grup karışık olacak şekilde kullandım , umarım rahatlamıştır insanlar:) Birileri zorla getirildi ise o onun kendi sorunudur. Toplantıda da dendiği gibi kafasını elleri arasına alıp düşünsün insanlar. Ancak bu şekilde itham etmek makul bir eleştiri olamaz. Evet hoş olmayabilir ancak bu insanlar hatır gönül ya da başka bir şeyler uğruna da olsa gelip oy kullanmışlar mı? Evet . O zaman konu kapandı. Her iki ekipte sadece niteliklerine göre oy aldığını söyleyebilir mi? Hiç mi bir arkadaşınız yok ? Düşünmeden size oy verecek gözü kapalı bana oy verir dediğiniz kimse yok 🙂 Cevabınız evet yok ise bence oy ve seçimden daha büyük sorunlarınız var demektir 🙂
Seçimde bir diğer tartışılan konu öğrenci kongrelerinden para kazanılmış olmasıdır. Derneğin ne yazık ki gelir kaynakları sınırlı . Bu eleştiri de bir an düşündüm ben başkan olsam bu kongreleri bedava yapar mıyım ? Ya da buradan para kazanmayı tercih etmez miyim ? Cevabım kesinlikle hayır olurdu. Çünkü burada davet edilen hocalar (konuşma ücreti istemeseler dahi yol ve konaklamaları karşılanmakta) bir mailet, bazen salon bile bir maliyet… Burada ya dernek sadece isim babası olacak ve üniversiteler kendi kendilerine düzenleyecekler ya da bu sistem işlemeye devam edecek. Burada bence önemli olan nokta bu paraların nereye harcanmış olduğudur. Öğrenci kongre ücretleri astronomik rakamlar değildir. Bir çok öğrenci ödeyebilir ve ödüyor da. Ve bence kişisel gelişimine katkı sunacak kişi bunun için maddi manevi fedakarlıkta bulunmalı ve ödemelidir de. O zaman düzenlediğimiz paralı eğitimlerde de öğrencilerden para almayalım , hatta kitapları da MEB gibi bedava dağıtalım hepsini dernekten basıp… Dernek faal olması için bu paraların alınmasını ancak harcanan yerin titizlikle seçilmesi gerektiğini düşünüyorum . Ki harcama biçimine ilişkin bir eleştiri de gelmediğine göre harcanan yere itiraz olmadı.
Diğer bir konu derneğin sosyal medya hesabından diğer yönetim kurulu listesinin listesinin yayınlanmamış olmasıdır. Bu hesap kimindir kim yönetir bilmiyorum ancak bu derneğin resmi facebook hesabı ise daha önce de sosyal medyada belirttiğim üzere her iki tarafında paylaşımlarını yayınlaması (en azından listeleri) gerekirdi. Bu konuda eğer resmi hesap ise bence yanlış yapılmıştır.
Ek olarak benim eleştirim ise derneğin çığ gibi büyüyen aidat borcudur. İki yönetimde (bir önceki ve daha önceki) bununla ilgili sadece sayı vermekle yetinmişlerdir. Kimse bunu azaltmak ya da tahsil etmek adına girişimde bulunmamıştır. Bulunmamaktadır. Bu borç affedilebilir mi yasal olarak bilmiyorum . Ancak bu sayfayı temizlemek şarttır. 600 bin TL’lik bir aidat alacağı korkunç bir rakamdır. Tüzüğe göre 3 dönem aidat ödemeyenlerin ilişiği kesilmelidir. Buradan hareketle eski borçlulardan 3 dönem aidatı alınıp diğer borçları silinerek üyelikten çıkarılabilir. İnsanlar üyelikten çıkamıyor. Eski borcunu da ödemiyorsa bir çözüm bulunmalıdır.
Yeniden üye olmak isteyen yeniden başvurur. 4000 üyenin olduğu bir ortamda bu kadar borç birikmesi üyelerin %85 inin kabaca bir ödeme yapmadığını düşündürüyor. O zaman 4000 üye olmanın ne anlamı var ? Bence yeni yönetim ilk olarak bu soruna eğilsin 🙂 (ki benimde geçen yıldan borcum var biliyorum , farkındayım ancak genel merkeze mi eskişehir’e mi ödesem bilemedim , çünkü ilerde aaa siz ödememişsiniz lafından hazzetmiyorum )
Şimdilik aklıma gelenler ve aklımda kalanlar bunlar. Yine de takip etmesi ve katılması keyifliydi. Arkadaşlarınızı görme fırsatı da buluyorsunuz , hocalarla iki kelam etme fırsatı da . Umarım bir sonrakinde daha geniş bir katılım olur da daha çok aday izleriz /dinleriz.
Yazım hataları barındırabilir affediniz:)