Haziran ayında mezun olduğum yüksek lisans sonrası şimdi ne olacak derken doktora programlarını takip edip ve Ankara Üniversitesine başvurmuştum. Yapılan sözlü mülakat sonrasında Ankara Üniversitesi Eğitimde Psikolojik Hizmetler Ana Bilim Dalı Rehberlik ve Psikolojik Danışma Programına kabul edildim. İtiraf etmek gerekirse çok umudum yoktu kabul almak konusunda ancak sonucun böyle olması gerçekten beni mutlu etti. Farklı üniversitelerden gelen 14 kişi vardı ve 5 kişi alınacaktı. Şanslı kişilerden biriside ben oldum . Başvuran arkadaşlar arasında genelde Hacettepe ve Gazi de yüksek lisansını tamamlamış Ankara’da oturan meslektaşlar vardı. Bu yazının amacı hem tarihe not düşmek hem de mülakat konusunda bir genel çerçeve çizmektir. Bahsedeceğim şeyler DR mülakatı için geçerlidir ancak bunun değişken bir durum olduğunu her hocanın üniversitenin farklı tarzı olabileceğini hatta aynı hocanın farklı günlerde farklı değerlendirmelerde bulunacağını unutmamak gerekir. Ve bir mülakatta başarısız olmayı asla genel yeterliliğinize yormamanız gerekir. Neticede en fazla yarım saat süren süreçte size 6 yıllık birikiminizi soruyorlar ve derya deniz olan psikoloji alanında her şeyi bilmek gibi bir şey söz konusu değil, asla değil. ( her ne kadar size bunu söylesem de bende bilememeyi kendi yetersizliğim olarak anlamlandırıyorum ama öyle değil:)
* Mülakat için bence iyi giyinilmeli. Takım elbiseli değildim . Aslında takım elbise giymeyi planladım ancak elbisemi yanıma alıp klasik ayakkabıları almayınca günlük kıyafetimle gitmek durumunda kaldım . Ama tıraş olmuştum, tertipli olmak bence önemli. Bizim mülakattaki hocalarımız tamamen bayandı ancak başka alanlarda mülakatı takım elbisesi ile yürüten hocalarımız vardı . Onlar bu denli özen gösteriyorken aday öğrencinin dikkat etmesi gerektiğini düşünmek hata olmayacaktır.
* İlk olarak tez konusu sorulur .Genel anlamda kiminle çalıştığınız ne çalıştığınız önemli. Kabul almamda bunun etkili olduğunu düşünüyorum . Beni çok zorlayan hakkında Türkçe kaynak bulunmayan bir alanda çalışmamı yapmıştım ama bunun ilk faydasını burada gördüm diyebilirim . Hangi üniversiteden mezun olduğunuzun bir önemi BENCE yok. Konunuz danışmanınızın kim olduğundan daha önemli! Konunuzla ilgili özellikle konuyu çalışırken kullandığınız analizlerle ilgili sorulara hazırlıklı olun! Bilim insanı olacak kişiler için istatistik önemli ve bununla ilgili sorulara hakim olmakta fayda var.
* Mülakatta hangi öğretim üyeleri varsa özellikle onların çalışmalarına göz atmakta fayda var. Özellikle ilgili hocaların son yıllardaki çalışmalarına bakılabilir. Yazdıkları kitaplar varsa özellikle edinilebilir ve incelenebilir. Ben bunu yapmadığım için (makaleleri okumuştum ancak kitap bağlamında) biraz zorlandım açıkçası. PDR bölümlerinde en fazla 10 hoca (ki böyl bir sayı yok denecek kadar az ve mülakatlara genel anlamda Doç. ve Prof. unvanlı öğretim üyelerinin geldiği düşünülürse kapsam daralır) olduğu düşünülürse çok fazla konu olmadığı aşikar. Her konunun uzmanı olmak durumunda değilsiniz ama fikir sahibi olmak iyi olacaktır. Burada aslında şu ortaya çıkıyor o okulu tercih etme nedeniniz ? O konulara ilgi duymuyorsanız neden tercih ettiniz ki:) Sonuçta sizin bir yöneliminiz varsa hocanın da var doğal olarak…
* İlgili programın ders içeriklerini inceleyin , size uygun mu ? Bu dersler hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz ? Mülakattan önce kendinize bu soruları sorun.
* İlgili olduğunuz alanla ilgili ipuçları verin. Tam olmasa dahi master süreci bir nevi uzmanlaşmadır bence. Bu anlamda bu süreçte hangi konulara ilgilisiniz laf arasında uygun bir yerde ya da kendinizi anlatırken buna yer verin . Hakim olmadığınız bir alana ilgi duyuyorum deyip rezil olmayın 🙂
*Bana sorulmadı ancak bazı yerlerde ileride ne çalışacaksın tarzı sorulara hazırlıklı olun . İlla alınmak istiyorsanız oradaki hocalardan birinin ilgi ve araştırma alanlarına yakın şeyler söyleyebilirsiniz ( bu etik mi bilemem :))
*Daha önce verdiğiniz transkriptte yer alan derslerinizi gözden geçirin gitmeden . O dersleri almış ve başarmışsanız bu bunları bildiğiniz anlamına gelir ve doğal olarak bu konu ile ilgili sorular gelebilir.
*Ve son olarak asla torpil aramayın .Yüzsüzlük yapmayın! Geride tepebilir…Bence bu şekilde DR olacağınıza hiç olmayın daha iyi . Her gün kendinize ben gerçekten hak ettim mi, birinin hakkını yedim mi diye soracağınıza gidin başka yerlerde şansınızı deneyin ( bu sözümü bir çok kişi önemsemeyecek ama neyse…) Olmadı mı?
Unutmadan Mülakatsız alan yerler var ( DR programlarında bu çok az) buraları deneyin. Başvurular sırasında göreceksiniz ki hep aynı isimler başvuru yapıyor:) Bu yüzden yedeklerde olsanız dahi şansınız olacaktır rahat olun. Denemekten vazgeçmeyin 🙂
🙂 Eğitim bilimleri alanında önemli bir yeri olan Ankara Üniversitesi’ndeki bu süreci tamamlayabilecek miyim merak ediyorum ama bu başka bir yazının konusu 🙂 Herkesin istediği okullarda okumasını dileyerek yazıma son veriyorum, kolaylıklar dilerim