Psikolojik danışmanların atanma serüveni ile ilgili gün geçmiyor ki yeni bir söylenti çıkmasın . Artık ben internet ortamında özellikle memurlar.net de insanlara laf anlatmaktan yoruldum. Bazen aman boş ver diyorum , bir çok meslektaşımda sıkılmıyor musun yazmaktan boş ver diyerek beni eleştiriyor ama inanın üzülüyorum bazı arkadaşlarımızın ne kadar sığ düşüncelere sahip olduklarını görünce…
Neymiş efendim ‘Alanı eğitim bilimleri olan kişi nasıl olurda 37 alırmışmış, 37 alan kişiyi devlet nasıl öğretmen yaparmışmış’.
Daha önce belki onlarca meslektaşım bunları açıkladılar ancak gene yazmakta fayda var, hiç kimse anlama dahi birkaç kişinin aklında bir şeyler kalır, bir şeyler belirir düşüncesi ile yazıyorum. Hedef kitlem matematik, Türkçe ya da adı her neyse öğretmenleri ve adayları değil yukarıdaki cümleyi telaffuz eden tüm öğretmen ve adaylarınadır…
1) Her branştan 21 alan bir arkadaş çıkar mı?
Evet çıkar. Sınav anı çalışmakla alakalı olduğu kadar dış faktörlerden de etkilenir, ders başarısı çok yüksek öğrencilerin bazılarının sahip olduğu sınav kaygısı yüzünden bu tip sınavlarda(LGS,LYS,SBS) bayıldıklarını okumuyor muyuz? Bu arkadaşlarımızın başına da öyle bir durum gelmiş ya da sınav anında rahatsızlanmış hatta sınavı tamamlayamamış olamazlar mı? Zaten insanların takıldıkları nokta , ya da tabiri caizse zoruna giden nokta bir öğretmen adayının 21 puan alması değil. Bu puan ile atanması! (Hoş henüz 21 alan arkadaşı atayamadık, 37 de kaldı kısmetse Ağustosta artık). Benim sınıfımda en düşük alan arkadaş YÇS ile gelen arkadaştı her bölümden en düşük puanları gene bu kişiler almaktalar zaten…
2) KPSS Psikolojik Danışma becerilerini ölçer mi?
Hayır ölçmez. O zaman KPSS ye bakılarak bu adam nasıl rehber öğretmen olacak demek ahmaklığın daniskasıdır. Nasıl ki branş öğretmenlerinin kalitesini bu sınav yolu ile anlayamıyoruz, biz psikolojik danışmanlar içinde durum böyle!
3) Nasıl olurda eğitim bilimleri okuyan kişi bu kadar düşük puanlar alır?
Hemen yanıtlayalım . Mesele yüksek puan al(A)mama meselesi değildir. Yüksek alıp almamayı İSTEYİP İSTEMEME meselesidir. Neden mi?
ÖSS matematik,Türkçe yada Sosyal bilgiler soruları ile KPSS konuları arasında ne fark var?
Neredeyse aynı format.
Bu gün mezun olan bir çok psikolojik danışman , eşit ağırlık ya da sözel puanı ile öğrenci alan öğretmenlik programından mezun adaylardan daha fazla matematik, daha fazla Türkçe , daha fazla sosyal bilgiler sorusunu 4 yıl önce yapmadı mı?
Yaptı.
Peki insan 4 yılda her şeyi unutur mu? Geri zekalı mı olur?
Hayır!
İstese yapamaz mı?
Yapar . Çünkü zaten BELİRLİ BİR KAPASİTEDE OLAN ÖĞRENCİ PDR KAZANIR!
Neden yapmıyor o zaman arkadaş?
Neden yapsın ki arkadaş? Sen atanma olasılığın yüzde 90 iken . Dershaneye gider misin ? Deneme setleri alır mısın ? Fazladan 10 000 soru çözer misin ?
Çözmezsin değil mi?
İşte PDR mezunlarının birçoğu da bu sınava bu gözle bakıyor. Sen KPSS çalışırken o İngilizce çalışıyor ki yüksek lisansa alınmama katkısı olsun diye, ortalamasını yüksek tutmak için kasıyor ki yüksek lisansa başvururum diye…
Ancak insanlara da hak vermek gerek, atanmanın iş bulmanın bu kadar zor olduğu bir dönemde düşük puanlarla atamaların yapılmasını sindirmek zor oluyor, insan bu durumları göremiyor herhalde. Geçen yıllarda ana okulu hiç konuşulmaz iken bu gün hepsini çocuk bakıcısı ilan eden zihniyet de aynı zihniyet değil mi? Kendisinden başkalarının bir yere gelmelerini hazmedememek bu olsa gerek…
Ancak bir başka branşın atamalarına isyan etmenin ya da bir grup yüzünden tüm meslek elemanlarını yakmanın anlamı nedir? Nedendir? 89 alarak atanmış bir psikolojik danışman arkadaşımın , ya da ortalama bir puan olan 72 alarak atanan benim ne suçum var da bu eleştirileri duymak dinlemek zorundayım ?
Diğer yandan alımları yapan kontenjan belirleyen MEB Personel değil midir? Bu sayıları ne psikolojik danışmanlar ne PDR Derneği belirliyor, devlet kadro açıklıyor MEZUN SAYISINA göre şekilleniyor puanlar.
Bunda PDR okuyanların ya da mezunların suçu günahı nedir de eleştiri okları onların üzerinde? Bu gün PDR atama puanları 80 olsa emin olunuz kimse PDR mezunlarının yaptıkları işi, yeterliliklerini sorgulamaz , konuşmazdı. Aynen okul öncesinin 2-3 yıl önceki hali gibi…
Bu gün diğer branşlarda da mezun sayısı 1300 olsa sizce onlarda durum nasıl olurdu? Bakınız Zihin Engelliler Öğretmenliği geçen seneye kadar PDR den daha düşük puanlarla atamalar yapmadı mı?
İşte fark bu, işte durum bu…Bunları anlamamak için ne olmak gerek kararı sana bırakıyorum sevgili okuyucu…
Olanca samimiyetim ile her cümlemin üzerinde düşünerek yazdım ancak gene de provoke edecek, eleştirecek yuakrda açıkladığım cümleleri tekrar edecek, söylediklerimi anlamamakta anlasa da işine gelmemekte ısrar edecek kimseler çıkacaktır. Sağlık olsun !
Herkesin mutlu olacağı yerlere atanması dileğiyle…
Hayırlı geceler….
internette saçma sapan onlarca yorum okuduktan sonra bu yazıyı okumak iyi geldi, teşekkürler. Ancak bunları biçok insana anlatamazsınız. çünkü insanlar belki sınavın belki yaşam şartlarının verdiği stres ile saldıracak yer aramaya başlamış durumda ve sistemin günah keçisi olarak pdrciler seçilmiş malesef…