Akademik Personel Ataması İtirazı Nasıl Yapılır? – İdare Mahkemesi

Bu yazı İTİRAZ sürecindeki tüm yazdığım yazıların birleşiminden oluşmuştur. Mahkemeye koşmadan önce hepsini okumanızı öneririm . Özellikle her davanın özü ve gerekçesi farklı olduğu için lütfen kendi durumunuza göre düzenleyin . Eğer yeterince sabırlı değilseniz bir avukat tutun 🙂

Dava sonucu : BEN KAZANDIM. MAHKEME MASRAFLARININ TAMAMINI ALMAMA KARAR VERİLDİ. SELÇÜK ÜNİVERSİTESİ SUÇLU BULUNDU. ANCAK SELÇUK ÜNİVERSİTESİ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ DAHA DAVA BİTMEDEN ÖZEL ŞARTLI İLAN ÇIKARAK AYNI KİŞİYİ BAŞKA ANABİLİM DALINA ALDI! BU AHLAKSIZLIK ONLARA YETER DURSUN BURADA.

*************************************************************************************************

GENEL NOKTALAR

Değerli akademisyenler , akademisyen adayları ve sevgili İrlandalılar.

Hani olmaz ama güzel ülkemizdeki akademik atamalarda bir usulsüzlük başınıza geldi diyelim. Örneğin siz makine mühendisi iken sizi tarih edebiyat ve sosyolojiden oluşan bir jüri ile değerlendirmek isteyebilirler, hiç bir hata bulamayıp ahlaksızca iddialar ile sizin kadro almanızı engelleyebilirler . Vasıfsız kişileri atamak için kırk takla atabilirler.

Yani bizim ülkemizde hele ki akademik camia da bunlar olmaz ama diyelim ki oldu 🙂 o zaman korkak bir küçük ahlaksız olmayıp, acaba bir gün beni de ahlaksız şekilde atarlar mı diye alttan almayacak, haksızlığa susmayacak, hakkını savunacak bilim insanları için bu notu hazırladım. Diğer korkaklar torpil aramaya devam edebilirler.

  1. Sizi atamadiktan sonra ilk iş niye atamadiklarini atanan kişiyi hangi üstün vasıflar nedeniyle atadiklarını sorun. Bunu noter kanalı ile ihbarname ya da Cimer bilgi edinme ile yolu ile alabilirsiniz. Bazı ileri düzey ahlaksız dekanlar/yöneticiler vermeyebilir. En az on beş gün bekliyoruz. VERMEYEN OLABİLİR VERMEDİKLERİNDE BİLGİ EDİNME ÜST KURULUNA GİDEBİLİR YA DA DAVA AÇABİLİRSİNİZ. DAVA AÇTIĞINIZDA AFEDERSİNİZ AMA EŞEK GİBİ VERECEKLER.
  2. Baktiniz haklısınız. Hemen YÖK e , üniversiteye şikayet ediyorsunuz. Sizin için bu kişi atanmasin diyen ne kadar jüri , dekan yönetim kurulu üyesi varsa hepsini itina ile şikayet ediyorsunuz. Maksat herkes bilsin.
  3. Atamanizda usulsüzlük yapan jüri ve dekanı özellikle CUMHURİYET SAVCISI na giderek görevi kötüye kullanmaktan şikayet ediyorsunuz ( mahkemeden önce bunu yapmak önemli yoksa zaten adlı mercii ye taşınmış diye sallamayabilirler) . Savcı bunu üniversiteye bildirecek ve üniversite bunu sorgulamak zorunda. Sorgulamaz ise onları da itina ile savcılığa veriyorsunuz. Ücretsiz. Dilekçe yazmanız kafi . Eee koskoca akademisyensiniz o kadar da dilekçe yazabilirsiniz.
  4. Okul size cevap verdi ya da on beş gün geçti ama cevap gelmedi. gönderdiğiniz bilgi belgeleri okudum ama sizin ahlaksız olduğunuzu anladım rica ediyorum, beni lütfen atayın diye bir dilekçe yazıyorsunuz. Bir önceki adımda on beş gün içinde cevap alamadiysaniz bak sizden cevap almadım diye de ekleyip yeni basvuru yapıyorsunuz.
  5. Ahlaksızlık bu ya yine sizi atamiyoruz diye cevap verebilirler ya da ölü taklidi yaparak bekleyebilirler. Ama merak etmeyin ölmez bu omurgasız canlılar suda karada yaşar ve torpille beslenir. Nefes olarak usulsüzlük çekerler.
  6. Üniversite nezdinde yeniden bizim ahlaklı adam ile işimiz yok. Bilim bizde film şeklinde ilerliyor. Biz torpile bakıyoruz cevabı aldıktan sonra mahkemeye gidiyoruz. Burası çok önemli . Üniversiteden tekrar red almadan giderseniz dava açılmadan red olabilir. Önce idare yani üniversite ile ilişkimizi bitiriyoruz.
  7. Sonra idare mahkemesine gidip bir dilekçe ile davamızı açıyoruz ( 500 TL)
  8. Avukat istersek tutuyoruz şart değil. .

sonunda bizi atar ya da atamaz. Mesele bu değil. Kimse akademisyen olmadı diye ölmüyor. Mesele bu ahlaksız insanların akademinin de içine etmesine ses çıkarmak.

Mesele ben dekanim her haltı yaparım diyenlere etik dersi vermek. Mesele karşı durabilmek.

Gerisi savcıların, ahlaklı bilim insanlarının, hakimlerin ve öğrencilerin takdiri.

Hepinize kolaylıklar dilerim. Sorularınız için çekinmeden e posta atabilirsiniz .

dromerozer@hotmail.com

Sağlıcakla kalın….

YAZI -1

Aralık ayında bir üniversitenin Dr. Öğretim Üyesi kadrosuna başvurdum (EKLEYELİM Kİ HERKES NERESİ OLDUĞUNU BİLSİN. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESÜ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ) . Başvuru şartı Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanında doktora yapmış olmaktan ibaretti. Bilen bilir akademide kadro dediğiniz şey azıcık zordur. Bu arada akademinin bir memurluk olmadığını, sırf ALES , DİL puanı yüzünden birilerinin akademisyen olmasına karşıyım . Bölümler elbette özel koşullar koyabilirler. Zaten kanunda da aynı şeyi söylüyor. Benim canımı sıkan kısım ise başlangıçta olmayan şartların keyfi bir şekilde öne sürülmesi. Yazıdan anlayacağınız üzere atamayı kaybettim . Beni atamadıkları gibi benden sonraki başarılı 4 kişiyi de atamayıp sonuncu olan kişiyi atadılar 🙂

Bu da apayrı bir durum ama buraya girmeyeyim 🙂 . Zaten bizim ülkemizin sorunu kanun ya da yönetmeliklerin eksik olması değil bizim insan sorunumuz var. Koltuğa oturan kişi her sabah kendisine ACABA BEN BURAYI HAK EDİYOR MUYUM ? diye sormadığı için böyle çürümüş halde çoğu üniversite.

Bende ilgili şahıslar ve kurumları mahkemeye verdim. Mahkeme süreçleri henüz sonuçlanmadığı içinde isimleri şu an zikretmiyorum (bu bir sorun oluşturur mu bilmediğim için ) ancak mahkeme sonucunda hepsini yazacağım .

Bu yazının amacı akademide hakkının yendiğini düşünen kişilerin hakkını araması. İnanın atanmak ya da kadro almak umrumda değil ancak liyakatsizliğin en azından akademi de olmaması gerek düşüncesi ile mahkemeye gitmeye karar verdim . Süreç sonunda atansam bile çalışmayabilirim o derece…

Peki ne lazım ;

  1. Öncelikle sizin atanmadığınızın size bildirilmesi gerek. Buna tebligat deniyor. Bir çok üniversite tebligat yapmaya tenezzül etmiyor. Atama dosyanızın durumunu başvurudan bir buçuk ay sonra sorun ve bana tebliğ et kardeşim deyin .
  2. Tebligat geldikten sonra NOTERDEN İHBARNAME gönderin . BU ihbarname de neden atanmadığınızı, atanan kişinin neden atandığını, atama iptalinin durmasını ve yeniden atanmak istediğinizi belirtin . Onlar reddedecek ne demişler isteyenin bir yüzü 🙂 İHBARNAME ÖRNEĞİ İÇİN TIKLAYINIZ
  3. Size ikinci bir atamıyoruz ulan seni cevabı geldikten sonra bu cevapta sizi atamama nedenlerine güzelce karşı yanıtlar yazın . Burada dilinizi korkak alıştırmayın . Eğer kişilerin hata yaptığını, hakkınızın yendiğini düşünüyorsanız açık ve net şekilde ifade edin . Akademisyen olduğunuz için kesin yargılar yerine düşünülmektedir vs yazacaksınız BÜYÜK OLASILIK , makale yazmıyorsunuz bu yüzden böyle yazmayın . Böyle olduğu açıktır, HAKKIMIZ YEDİLER yazın, bu BİLİMSEL DEĞİL, BUNLAR AHLAKSIZ YAZIN yazın .

4. Dava dilekçesi internette örneği var. Bazı bölümler standart o bölümleri doldurum meramınızı anlattığınız kısmı sonuna yapıştırın . En alt talep kısmına yürütme durdurma isteyin , kadroya yeniden atanma isteyin , atanmama işleminizin iptalini isteyin . Elinizi korkak alıştırmayın . İSTERSENİZ en kötü vermezler istemezseniz eee sen bunu istememişssin derler ve sonradan hak iddia edemeyebilirsiniz.

5. Ek olarak jüri raporlarını, puanları arkasına koyun . Bunları İHBARNAME ile istemiştik. Vermek zorundalar.

6. Dava dilekçesi ve ekleri iki nüsha yapın . Hangi kurumu dava edecekseniz o ildeki idare mahkemesinin ÖN BURO kısmına gidin , kimliğinizi gösterin evrakları verin . Size bir harç çıkaracaklar. Hemen yandaki vezneye ödeyin .

İşlem tamam artık idareyi mahkemeye verdiniz 🙂

Toplam masraf 200 ihbarname, 469 dava ücreti… (kazanırsanız geri alacaksınız , kazanamazsanız bir de karşı tarafın dava ücretini vereceksiniz yaklaşık 2400 lira olduğu söylendi. )

Unutulmaması gereken en önemli şey ATANMAMA KARARI SİZE TEBLİĞ EDİLDİKTEN SONRA 60 GÜN İÇİNDE DAVA AÇMALISINIZ. Resmi tatiller hafta sonu vs her şey dahil. SÜRELERİ KAÇIRMAMAK İÇİN KANUNU YENİDEN KONTROL EDİNİZ.

Davanın seyrine göre burayı düzenlerim , herkesin hak ettiğini alması dileğiyle.

YAZI 2

Mahkeme dosyalrını teslim etmemden bir ay sonra ara karar verildi.

İlgili üniversiteden atama sürecini içeren dosyalar istendi . Üniversiteye 30 gün süre verildi.

Haksız yere atandığını iddia ettiğim kişiye mahkeme sonucundan zarar/yarar görmesi söz konusu olduğu için üniversitenin yanında mahkemeye dahil olup olmayacağı konusunda bildirim yapması istendi . Bunun için ilgiliye 15 gün süre verildi.

Yürütmenin durdurulmasını talep etmiştim , bu talebimin üniversitenin ilk savunması alındıktan sonra görüşülmesine karar verildi.

Sonucu ne olur bilmiyorum ancak adalete güvenmeyi tercih ediyorum 🙂 Diğer yandan mahkeme sonucunda beni atayacaklar mı ??? Hiç bir fikrim yok, birlikte izleyelim . Haziran sonunda bir karar çıkacağını düşünüyorum .

YAZI 3
Davanızı açtıktan sonra üniversitenin size cevap vermesi için 15 gün süresi oluyor. Genelde bu cevap standart metinler ve üniversitenin aslında ne kadar bilimsel (!) bir atama yaptığının açıklanması ve sizin itirazlarınıza cevaptan oluşuyor. Bu sayede diğer adayların bilgilerini ve hakem raporlarının tamamını görmüş oluyorsunuz. Benim cevabım geldi. Uzun uzun açıklamalar. Bu cevaba cevap verme hakkınız var. Vermeyedebilirsiniz. Ama dikkat edin bu sizin son cevap hakkınız olacak. Şimdi gelelim bana gelen cevaba. Aslında ayrı bir yazı olarak eklemiştim ama buraya kopyalıyorum tek bir yazı üzerinden devam etmek istiyorum .

Bir ay dolmasına yaklaşırken üniversiteden karşı cevap geldi. Ülkemizin üniversitelerinde seviyenin daha ne kadar düşeceğini merak eden akademisyen varsa bana ulaşsın anlatayım 🙂 Buradan itibaren isim zikretmeden ancak bölüm/program adı vererek devam edeceğim .

  1. Psikoloji bölümü için açılan kadro için oluşturulan jüri Tarih ve iki sosyoloji. İlk itirazım bu durumaydı ve bu durum zaten başlı başına atamanın iptali için yeterli olmalı idi. Bu duruma nasıl itiraz edeceklerini gerçekten merak ediyordum ama bilim insanlarımız beni şaşırttı. tarih alanındaki üye jürinin doğal üyesi buraya kadar bir sorun yok . Yönetmelik maddesi aynen şu şekilde;

Başvuru ve atanma süreciMADDE 6  

(1) Doktor öğretim üyesi kadrolarına başvuranlar özgeçmişlerini, bilimsel çalışma ve yayınlarını dört nüsha olarak ilgili dekanlık veya müdürlüğe teslim eder.

(2) Fakültelerde dekan, diğer birimlerde müdür; ilan edilen kadrolar için adayların durumlarını incelemek üzere, en az biri başka üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünden olmak üzere adayın başvurduğu bilim alanı ile ilgili üç profesör veya doçent kadrosunda bulunan doçenti, ilana son başvuru tarihinden itibaren on beş gün içinde tespit eder. İlan edilen kadronun bulunduğu birimin bölüm başkanının, profesör veya doçent kadrosundaki doçent olması halinde, tespit edilecek üç profesör veya doçent kadrosundaki doçentten biri olarak belirlenmesi zorunludur.

Üniversitemiz adayın başvurduğu bilim alanı kavramını benim yanlış anladığımı sosyolojinin de bir SOSYAL BİLİM olduğunu bu yüzden jüride sorun olmadığını ifade etmektedir. Evet yanlış duymadınız cevap hepsi sosyal bilim zaten…

Yürütmeyi durdurmaya red kararı verildi

Dosyanın geri kalanını yazmak istemiyorum çünkü en somut savunma bu… Geri kalanı siz düşünün…

Daha trajikomik durumlar var mahkeme sonrasında hepsini yazacağım 🙂

YAZI 4

Üniversitenin savunma dilekçesini takiben iki aylık bir süre daha geçti. Neredeyse 6 ay sonunda bir ara karar daha verildi. Ara karar ANKARA ilinde görev yapmakta olan klinik psikoloji doçent /profesörlerinden 3 kişilik bir bilirkişi heyeti oluşturulmasına karar verdi. Bilirkişi ücreti için 2000 TL yatırılmasına karar verildi. Bu parayı yatıracağım ancak adalet ararken bile biraz paranızın olması şart … Ben bu parayı yatıracağım ama ya iş arayan bir akademisyen adayı olsaydım ?

Dİğer taraftan bu bilirkişi işi kafamı karıştırdı. Aslında benim temel itirazım JÜRİNİN HATALI OLUŞMASI üzerine. Mahkeme bu duruma kendisi karar verebilecekken jüriye gitmesi garip. Bilirkişi acaba jürinin uygunluğu konusunda da görüş bildirecek mi bilmiyorum . Yoksa sadece akademik dosyaya mı bakacak ? Her iki türlü de korkum yok kendimden yana 🙂 Ama adalet ? Bakalım izleyelim…

Şimdi top psikoloji alanındaki öğretim üyelerinde . Acaba akademik mi yoksa duygusal mı karar verecekler izlemedeyim 🙂 Konunun özü belli aynı şartı sağlayan iki aday arasında (aslında 5 aday) birinciyi değil sonuncuyu, uygun olmayan bir jüri ile seçmek…Aramızdaki puan farkı neredeyse 5 kat… Bakalım görelim ülkenin bilim insanları nasıl bir tavır alacak 🙂

Bilirkişi sürecininde en az iki ay süreceğini düşünüyorum . Gelişmeleri ekleyeceğim 🙂

YAZI 5 – 23.02.2022

Bilirkişi heyeti geri döndü. Bilirkişi raporu aslında beni şaşırtmadı. Öncelikle bilirkişinin tarafsız bir şekilde değerlendirme yaptığını söyleyebilirim. Mahkemeye gidecek arkadaşlar bu konuda kesinlikle kaygı duymasın. Üç kişi ortak bir rapor hazırlıyor ve oldukça objektif oluyor. Ancak raporda PDR Psikoloji çekişmesini görmek beni şaşırtmadı ancak üzdü diyebilirim.

Bilirkişiler BENİM DİĞER DAYDAN HEM NİTELİK HEM NİCELİK OLARAK üstün olduğumu ancak yine de her iki kişinin de klinik psikolojiye atanmaması yönünde görüş bildirmiş. Rapora genel olarak katıldığımı ancak bu görğşe katılmadığımı ifade eden bir itiraz dilekçesi yazdım. Üniversite de itiraz etti. Ancak itirazında alenen yalan bir beyan var. İtirazda diyor ki bilirkişi Ömer ÖZER’in iyi olduğunu yalanlamıştır 🙂 Gerçekten bile isteye yalan söylemesini anlamakta zorlandım bir üniversitenin. Ancak sanırım böyle öğrenmişler ve böyle yapmaya devam edecekler. Bu cümleyi yazıyorum ki YOK ARTIK! diyebileceğiniz bir sürü iftira ve karalamaya hazır olun.

Şimdi top mahkemede… Bakalım ne olacak.

Yazı 6 . 06.06.2022

Mahkeme kararını verdi. Atamayı iptal etti, ancak üniversitenin avukatlık ücretini benim ödememe hükmetti. Üniversite otomatik olarak bölge idare mahkemesine itirazda bulundu. Bende istinaf başvurusunda bulundum , bilirkişi heyetinin sınırları aşarak yorum yapması nedeni ile avukatlık ücreti ödememin iptal edilmesini talep ettim.

Süreç bölge idare mahkemesinde…

Yazı 7 : 22.07.2022

Selçuk üniversitesi psikoloji bölümü aynı adayı başka bir anabilimdalına almak için ilana çıktı. Hem de daha mahkeme bitmeden . Bu ahlaksızlık size yeter. Ömür boyu bilinsin diye de buraya not düşüyorum aldığı her kuruş haram olan bir işte çalışmak, kul hakkı yediğini bilerek yönetici koltuğunda oturmanın yakışacağı insanlarla çalışmak yerine kendi işime devam ediyorum . İlk günden beri derdim unvan kazanmak olmadı. Sadece hak yerini bulsun istedim. Ancak bizim sorunumuz hukuk ya da adalet değil ahlaksız insanlar… Bir kez daha anlamış oldum 🙂

YAZI 8

SONUCU EKLEMEYİ UNUTMUŞUM. MAHKEME İLK KARARI İPTAL ETTİ. MASRAFLARIN TAMAMINI SELÇUK ÜNİVERSİTESİNE YÜKLEDİ. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ HALA PARAMI VERMEDİ. HEM USULSUZ ATAMA YAP HEM PARAMI VERME 🙂

SONUÇ OLARAK MAHKEMEYİ KAZANDIM AMA ATAMAM YAPILMADI…

12 thoughts on “Akademik Personel Ataması İtirazı Nasıl Yapılır? – İdare Mahkemesi

  1. Ömer Bey merhaba,

    Çok bilgilendirici websiteniz için teşekkürler. Bir üniversitenin akademik pozisyonuna başvurdum. Jüriyi ayarlayarak çok daha düşük puanlı bir adayı atadılar. Ben de sizin gibi dava açmak istiyorum. Benim anladığım kadarıyla kazanmam halinde idare mahkemesi düşük puanlı diğer adayın atanma işlemini iptal edecektir. Buraya kadar tamam ama benim atanmam yönünde bir karar vermiyor. Benim ilgili kadroya atanmam için ikinci bir dava mı açmam gerekiyor? Yoksa idare mahkemesinin diğer adayın atama işlemini iptal etmesi benim otomatik olarak atanmam mı oluyor? Süreç eninde sonunda benim atanmam ile sonuçlanmıyacaksa sadece haklılığımızı kanıtlamak için dava açmak bana pek mantıklı gelmiyor. Bu konuda bir bilgi sahibiyseniz cevap vermenizi rica ederim. Şimdiden teşekkürler…

    1. Merhaba;
      Belki isminizin yayınlanmasını istemezsiniz diye kaldırdım. Dİlerseniz yine koyabilirim.
      Sorunuza gelince;
      Süreç elinde sonunda sizin atanmanız ile sonuçlanmayabilir. Atanan da var atanmayan da. Örneğin beni atamadılar.
      Burada önemli olan atanmak değil. Kadro dediğiniz şey bu gün olmaz yarın olur.
      Ahlaksızlar çalışmasın, insanlar bu kadar kolay at koşturmasın benim derdim. Buna rağmen atanırsa ahlaksızca atandığını bilsin. Elbet bir gün karşısına çıkacak bu atananın.

      Asla dava açın demiyorum ancak siz dava açmazsanız aynı bölüme ikinci defa yine torpilli birini alacaklar 🙂 Siz de yine bakacaksınız.

      Bu düzen değişene kadar herkes itiraz ederse kimse böyle bir şeye cesaret edemez.

  2. Ömer Bey Merhaba
    Benim sürecimi kısaca özetlersek; YÖK’ün içeriden atamaları serbest bırakması ile her bölümde bekleyen araştırma görevlilerine Üniversiteler kadro vermektedir. Böyle bir kadroya dışarıdan başvurdum. Süreç sonunda Jüri kararı ve Yönetim kurulu kararı ile diğer adayı atamışlar ve göreve başlamış. Sorum şudur. Beni atamamaları ilan şartlarındaki ilan metnindeki özel şartları sağlamadığım yönünde olmuş.(halbuki özel şartlar çok genel bir metindi ve benim çalışmalarımı kapsayıcı şekilde olduğundan başvurmuştum) bu konuda mahkemeye gitme yönünde ne dersiniz? (Tahminime göre benim akademik puanım kendisinden baya yüksek)!

    1. Özel şartlar için üniversiteler YÖK’ten izin almak zorunda . Bir çoğu bu kısmı atlıyor. Özel şartların aslında asıl niteliği ölçmediğini savunarak başvurabielceğiniz gibi puanınız yüksek olduğu ve adil değerlendirme yapılmadığını düşünüyorsanız da mahkeme yoluna gidebilirsiniz. Önerim bilgi edinme yolu ile sizin hakkınızdaki ve KAZANAN ADAY HAKKINDAKİ raporları istemeniz. Ona göre bir yol çizersiniz. Size teblig edildikten sonra bir ay süreniz olduğunu unutmayın… SÜre aşımı olursa mahkemeye de gidemezsiniz.

  3. Ömer Bey Merhabalar;

    Geçtiğimiz hafta üniversitemde araştırma görevlisi sınavına girdim, sınav sonucunda kasıtlı olarak yanlı jüri ve kağıt okuma ile puanım geçer puanın altında kaldı, burada ki asıl motivasyonları kadroyu bir daha açıp yetişemeyen öğrencilerini almak bir sonraki sınavda.

    Ben bu sonuca itiraz etmek istiyorum ve asıl motivasyonum bu itirazda kadronun sene sonuna kadar bir daha açılamaması ve kağıdımın bilirkişi tarafından okunması olacak.

    Aşama olarak neler yapmam gerektiğini yazabilir misiniz ? Dilekçe vs. yazacağım idari mahkemeye ancak hangi kanunu göstererek vs. hiç bilmiyorum.

    Sevgilerle

    1. Merhaba;
      Öncelikle okula dilekçe verin sınav sonucuna itiraz ediyorum. Cevap anahtarını ve kendi kağıdımın puanlamasını görmek istiyorum, kağıdımın yeniden değerlendirilerek atamamın yapılmasını talep ediyorum diye. CİMER yolu ile bilgi edinme kapsamında bunu isteyebilirsiniz.
      Eğer size cevap vermezler ya da olumsuz cevap verirlerse idare mahkemesine gidebilirsiniz. Bilirkişi gerekirse oradan yönlendirilecektir. Yeniden hesaplamada puanınız geçer puanı alırsa atamanızı da yapmak durumunda kalabilirler.
      Kesinlikle peşini bırakmayın. Detay için mail atabilrisiniz.

  4. Ömer bey merhabalar,

    E-posta adresinize konuyla ilgili bir mail attım, geri dönüş yapabilirseniz çok sevinirim.

    Teşekkür eder, iyi çalışmalar dilerim.

  5. merhaba, bir araştırma görevlisi sınav sonucuna itiraz ederken, asil olarak atanan adayın kağıdını da görmek istiyorum diye dilekçe verebiliyor muyuz? bu konuda bilginiz var mı?

    1. Vermelisiniz.
      VErebilirsiniz ki karşılaştırma yapasınız. Ancak diğer kişiler varsa onları alamazsınız. Yapılması gereken;
      Cevap anahtarı
      Kendi Kağıdım
      Kazanan adayın kağıdı

  6. Balıkesir Üniversitesindeki Akademik Atamalar ve Yükselmeler
    İlimizin en değerli akademik kurumu olan Balıkesir Üniversitesinde akademik atamalar ve yükselmelerde yaşananlar son bir senede birçok idari davaya taşınmıştır.
    Öncelikle Adaya göre ilana çıkılıyor ve başka başvuran varsa eğer (ne kadar puanı yüksek olursa olsun) bir şekilde eleniyor ve son idare mahkemesinde sonuçlanıyor.
    Her ilanda rutin bir şekilde tekrarlanan bu süreç, ilanların kamu yararı (yoksa kişi yararı mı?) niteliği taşıyıp taşımadığı sorularını akla getirmeye devam etmektedir.

    Özellikle Kamu üniversitelerinde açılan kişiye özel ilanlar nedeniyle, çalışanlar arasında büyük bir nitelik farkı ortaya çıkmaktadır. Nitelik farkının göz ardı edilmesi Balıkesir Üniversitesinde ciddi bir kalite sorununa sebep olmaktadır.

    Gelişmiş ülkelerde ilan edilen kadroya atanacak kişilerde aranan nitelikler evrensel olup. Açıklık, dürüst rekabet ve fırsat eşitliği ilkeleri özümsenmiş durumdadır. Hatta Akademik pozisyonlar (özel durumlar dışında) sadece ülke vatandaşlarına değil tüm dünyaya açık olarak ilan edilmektedir.

    Balıkesir Üniversitesinde ya da bir devlet üniversitesinde Akademik kadrolar, sırası gelenin atandığı veya unvan aldığı istihdam alanları olmamalıdır. İlan edilen akademik kadronun ve yapılan atamanın kamu yararını ortaya koyan gerekçesi bulunmalıdır.
    Akademik personel istihdamının bir amacı olduğu kadar sınırı da olmalıdır. Aksi durumda niteliği sorgulanır yığına dönüşür. Bize göre katma değer yaratamayan kişilerce işgal edilen her kadro kamu zararı oluşturmaktadır.
    Birçok denetim mekanizması olmasına rağmen kişiye özel ilanların ya da şartların önüne geçilememesi, kamu zararının sistematikleştirildiğinin ve bu durumun genel olarak yükseköğrenim çalışanlarınca kanıksandığının hatta dosyalar gönderilen jüri üyelerince de Kabul edildiğinin ispatıdır.

    Unutmamak gerekir ki Balıkesir Üniversitesi bir devlet üniversitesidir ve akademik kadrolar kişilerin veya belirli bir grubun değil kamunun malıdır.

    Akademik ilanların iş kapısı olarak görülmesi ve kişiye özel ilan açılması neticesinde Öğretim üyelerinin ilan çıkartmak için rektör veya dekandan randevu sırası beklediği, nüfuz sahiplerinin rektörlere baskı yapabildiği bir yapıyı beraberinde getirmiştir. Bu koşullar altında başvuruların değerlendirme ve atama süreçleri ise başka skandallara yol açmaktadır.

    Son bir yılda Balıkesir Üniversitesinde yaşanan akademik atamalarda yaşanan birkaç olay İdare Mahkemesine taşınmıştır. Örnek vermek gerekirse
    Tarih Bölümünde, üç başvuran aday arasında akademik ilan, en az yayını olan ve puanı en düşük olan adayın atanmasıyla sonuçlanmıştır. Adaylardan en yüksek puanı alan aday sonucu idare mahkemesine taşımıştır. Adayların yayınları Yöksis Akademik ya da Google Scholar sayfalarından da karşılaştırılabilmektedir.

    Sonraki olay Sosyoloji bölümünde yaşanmıştır. Açılan ilana iki kişi başvurmuş ve yine yayını az olan aday atanmıştır. Atanamayan aday sonucu idare mahkemesine taşımıştır.

    Bir diğer atama Eğitim Bilimleri bölümünde yaşanmıştır. Açılan ilana iki aday başvurmuştur. Puanı yüksek olan adayın ataması gerçekleşmeyince konu idare mahkemesine taşınmıştır.

    İngilizce Bölümünde yaşanan olay ise bölüm içinde iki Araştırma Görevlisi Doktor var olup kadro beklerden dışarıdan bir aday için ilana Araştırma Görevlisi doktorlardan birinin başvurması sonucunda, dışarıdan alınacak adayın atanmasıyla sonuçlanmıştır.

    Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümünde ise dışarıdan Adaya açılan ilan (yine içeride kadro bekleyen öğretim üyeleri varken), başka bir üniversiteden gelen adayın atanmasıyla sonuçlanmıştır.
    Son olay ise Beden Eğitimi ve Spor bölümünde yaşanmış olup, yine puanı yüksek olan aday atanmamış, atanamayan aday idare mahkemesine başvurma sürecindedir.

    Peki burada sorun ne, dışarıda kendini yetiştirmiş olan akademik çalışmalar yapan biri Resmî Gazetede ilan edilen her ilana başvurabilir. Balıkesir Üniversitesine düşen ise başvuruya birden çok kişi başvurduysa tamamen tarafsız jüriye gönderecek ve gelen jüri raporlarına göre hareket edecektir. Jüri raporlarına göre hareket etme yukarıda verilen örneklerde de bu şekildedir. Üniversite Yönetimi tamamen jüri raporlarına göre hareket etmiştir. Yapılan işlemler şekil yönünden uygun görünse de gelen jüri raporlarının birebir aynı olması, ya da belirli bir şekilde yönlendirilmiş olması sorun teşkil etmektedir.

    Balıkesir Üniversitesi Rektörlüğü bir an önce puanlama sistemini değiştirmeli ve Üniversiteler Arası Kurulun kriterlerine göre güncellemelidir. Artık “Alan İndeksi” tanımı kalmamasına rağmen, halen Profesörlük ilanlarında Başlıca Eser olarak “Alan İndeksleri” kavramını Kabul etmektedir. Bunu gören profesör adayları da sadece şartı yerine getirmek için ücreti 100 Dolar – 500 dolar arasında değişen ve bir ayda yayın yapan “Alan İndeksi” dergilere yönelmektedirler.

    Balıkesir Üniversitesi akademik olarak üst sıraları hedefliyorsa Bartın Üniversitesinin akademik yükselme kriterlerini örnek alabilir. Her öğretim üyesi ilanında adaylardan son üç yılda en iyi indeksler olarak bilinen SSCI / SCI-E gibi indekslerde yayın sayısı istemektedir.

    Öğretim üyeleri de bu şekilde kendilerini kaliteli çalışmalar yaparak, atıf sayılarını artırmakta dolayısıyla üniversite sıralamasını yükseltmektedir.

  7. merhaba
    benzer bir durum içerisindeyim. merak ettiğim konu itiraz süresinin neden 60 değil de 30 gün olduğu. Bu konuda bilgi verir misiniz?

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir